Nerede o eski bayramlar? Nerede o eski yılbaşları? Sanki mobilyanın yenisi geri kalan her şeyin eskisi makbulmüş gibi. Tabi bu işin şakası aslında, medeniyet gelişiyor, teknoloji her yeni gün kendini bile şaşırtan bir hızla hepimizi geri de bırakarak ilerliyor. Artık çocuklar daha çabuk büyümek zorunda kalıyor, insanlar daha fazla yaşlanıyor gibi. Çoğumuz kendi içimizde yapayalnızız aslında. Etrafımız kalabalık, her gün işe, eve koşuyoruz. Daima yetişmemiz gereken yerler var ve o kadar hızlı yaşamak zorunda kalıyoruz ki ne kaçırdığımızın çoğu zaman farkında bile değiliz.

Daha güzel evler, daha kaliteli mobilyalar almak için çılgınca çalışıyoruz ama o evler de, o mobilyalarda yeteri kadar vakit geçiremiyoruz. Hep bir acele, hep bir yarış. Tabii ki eskiden de böyleydi ekmek aslanın ağzında ama sanki daha fazla vakit ayırabilirdik sevdiklerimize. Eşyalar, evler eskimiş ama bağlar baki kalmış gibi.

Çoğumuz hatırlarız: yılbaşı aile demekti. Akrabalar, eş, dost. En güzel meyvelerin alındığı, çayın kahvenin demlik demlik ocağa konulduğu, çerezlerin poşet poşet alındığı gündü. Kimin evinde kutlanacaksa yılbaşı kadınlar o evde toplanır hep birlikte hazırlık yapardılar akşam için. Önce güzel bir akşam yemeği, ardından sıcacık çay, kuruyemiş. Portakal, mandalina alınır yanına da zengin meyvesi muz konulurdu. Muz yılbaşı demekti, her zaman alınmaz, alındı mı da tadı çıkarıla çıkarıla yenilirdi. Tombala amcanla teyzenle oynadığın tek oyundu belki de ama en eğlencelisiydi de.

Çocukların geç saatlere kadar oturabileceği, herkesin gizli gizli TRT’de ki yayınları beklediği, sıcacık aile ortamı. Koltuklar, masalar, en sevilen misafir tabakları yılbaşında başmisafir olur, sevgi ile dolup taşardı. Ailenin, eş dost, komşunun ne kadar da yakın olabileceği anlaşılırdı bir kez daha. Yılbaşı yeni yıla girmekten ziyade sevdiklerinle geçirdiğin koca bir akşama bahaneydi işte. Zaten saat on ikiyi bulduğunda herkes birbirine sarılır, iyi dileklerini sunar yavaş yavaş gece sonlanırdı.

Şimdiler de çoğu yerde “E yılbaşı akşamı neredeyiz?” cümleleri duyuyoruz birbirimizden. Yine eş dost bir aradayız belki ama hani derler ya; yılbaşına nasıl girersek o yılı öyle geçirirmişiz. Evlerimizde, en huzurlu olduğumuz yerlerde en huzurlu olduğumuz kişilerle girsek yeni yıla, böylece tüm 2016 huzur dolu ve sevdiklerimizle birlikte geçse. Hem Konfor dolu bir evinizde, tüm aileniz ve sevdiklerinizle ne de güzel olur yılbaşı.